SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAVM BAHSİ

<< 2377 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا النُّفَيْلِيُّ حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ ثَابِتٍ حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ النُّعْمَانِ بْنِ مَعْبَدِ بْنِ هَوْذَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ أَمَرَ بِالْإِثْمِدِ الْمُرَوَّحِ عِنْدَ النَّوْمِ وَقَالَ لِيَتَّقِهِ الصَّائِمُ

 

قَالَ أَبُو دَاوُد قَالَ لِي يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ هُوَ حَدِيثٌ مُنْكَرٌ يَعْنِي حَدِيثَ الْكُحْلِ

 

Abdurrahman b. Nûman b. Ma'bed b. Hevze'nin ba­bası vasıtasıyla dedesi Ma'bed b. Hevze b. Kays b. Ubâde el-Ensârî (r.a.)'den rivayet ettiğine göre,

 

Rasûlullah (s.a.v.); uykudan önce misk karıştırılmış ismid ile sürme çekmeyi emretmiş ve; "oruçlu ondan sakınsın" buyurmuştur.

 

 

Ahmet b. Hanbel, III, 476; Beyhâkî, es-Sünenü'l-kübrâ, IV, 262.

 

Ebû Dâvud dedi ki; "Yahya b. Maîn bana, sürme hadîsini kastederek "o münkerdir" dedi."

 

 

İzah:

İsmid, siyah renkte, sürme için kullanılan bir taştır.Bu hadîsde, Hz. Peygamber'in sürmeyi teşvik ettiği ancak oruçlunun sürme çekmesini nehyettiği görülmektedir.

 

Bu hadîs, bizzat Musannifin da işaret ettiği gibi, münker’dir. Çünkü râvîlerden Abdurrahman ve babası Nu'man zayıftırlar. Ancak sürme çek­meyi teşvik eden başka hadîsler vardır. Misal olarak bir kaçının tercemesini nakledelim:

 

İbn Mâce'nin rivayetine göre; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Siz ismidle sürme çekmeye devam ediniz. Çünkü o gözü parlatır, saç bitirir."

 

Beyhâkî îbn Abbas'dan şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (s.a.v.)'in sürmeliği vardı, her gece üç kere bir gözüne üç kere de diğer gözüne sür­me çekerdi."

 

Yine Beyhâkî'nin İbn Abbas'dan rivayetine göre Rasûlullah (s.a.v.) "sür­melerinizin en iyisi ismiddir. O gözü parlatır, saç bitirir," buyurmuştur.[Hadislerin metinleri için bk. el-Menhel, X, 104.]

 

Şüphesiz Hz. Peygamber'in, sürmeyi bu kadar tavsiye etmesi boşuna değildir. Onun birtakım faydalan vardır. Şerhlerde belirtilen faydalan şöyle özetlemek mümkündür:

 

Sürme gözü kuvvetlendirir. Misk ile karışık olanı, göz sinirlerini kuv­vetlendirir. Gözü temizler, gözde toplanan etleri giderir. Gözü parlatır. Balla karıştırılarak çekildiği takdirde baş ağrısına şifâdır. Hasılı, sürme ister sâde olsun, ister misk veya süzme balla karışık olarak kullanılsın, göz için son derece faydalıdır.

 

Yukarıda da işaret edildiği gibi, bu hadîse göre Hz. Peygamber oruç­lunun sürme çekmesini nehyetmiştir. Bu, sürmenin orucu bozduğu sonu­cunu doğurur. İbn Ebî Leylâ, Süleyman et-Teymî, Mansûr b. el-Mu'temir ve İbn Şübrûme bu görüşü benimsemişlerdir. Bunlar bu hadîsin yanısıra, Buhârî'nin muallâk olarak, Beyhâkî ve Dârekutnî'nin de mevsûl olarak İbn-i  Abbas'dan  rivayet  ettikleri "oruç (bedene) girenden, abdest çıkandan bozulur," manâsına gelen hadî­si de görüşlerine delîl alırlar. Ancak bu hadîste zayıftır. Çünkü senedinde, Fazl b. el-Muhtar ve İbn Abbas'ın azatlısı Şû'be vardır. Bunların her ikisi de zayıftırlar.

 

Süfyân es-Sevrî ve İshâk b. Rahûye'ye göre oruçlunun sürme çekmesi orucu bozmaz, fakat mekruhtur.

 

Malikîlere göre, sürme boğaza ulaşırsa, kullanılması haramdır. Oruç bozulur ve kaza icâb eder. Boğaza ulaşıp ulaşmadığında şüphe edilmesi halinde mekruh olur.

 

Hanefî ve Şafiî mezheplerine göre,, oruçlunun sürme çekmesi caizdir. Sürmeyi çeken sürmenin tadını boğazında hissetse bile orucu bozulmaz. Atâ b. Ebî Rebâh, Hasen el-Basrî, Nehâî, Evzâî, Eb.û Sevr, Enes b. Mâ­lik, İbn Ömer ve İbn Ebî Evfâ da bu görüştedirler.

 

Bu görüşte olanların dayandıkları hadîsler de şunlardır:

 

İbn Mâce'nin Hz. Aişe'den rivayetine göre; Rasûlullah (s.â.) rama­zanda oruçlu iken sürme çekmiştir.

 

Tirmizî'nin Enes b. Mâlik'ten yaptığı bir rivayet de şöyledir:

 

Bir adam Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gelip. "Gözüm rahatsızlaştı, ben oruçlu iken sürme çekeyim, mi?" dedi. Rasûlullah (s.a.v.) "evet" buyurdu.

 

Beyhâkî'nin Ebû Râfiî'den rivayetine göre, Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu ike ngözüne sürme çekmiştir.[Hadislerin metinleri için bk. el-Menhel, X, 105.]

 

Şunu belirtmek gerekir ki cumhurun delili olarak buraya aldığımız bütün hadîsler de zayıftırlar. Çünkü İbn Mâce'nin Hz. Aişe'den rivayet ettiği hadîsin senedinde, Saîd b. Ebî Saîd ez-Zebîdî vardır ve bu kişi meç­huldür. İmâm Nevevî, Mühezzeb Şerhinde; "Bütün hadîs hafızları, (hadî­sin râvîlerinden olan) Bakiyye'nin mechûl kişilerden yaptığı rivayetlerin merdûd olduğunda hemfikirdirler" der.

 

Tirmizî'den nakledilen ikinci hadîs için bizzat Tirmizî kendisi, "Enes hadîsinin isnadı kuvvetli değildir. Bu konuda Hz. Peygamber'den nakledi­len sahîh bir şey yoktur" demektedir.

 

Beyhâkî'den alınan son hadîs için de Ebû Hatîm; "Bu hadîs münkerdir" tâbirini kullanır.

 

Görüldüğü gibi bu konudaki hadîslerin hepsi az veya çok tenkîde uğ­ramaktadır. Fakat, oruçlu için sürme çekmenin mahzuru olmadığına delâ­let eden hadîsler çok olduğu için, biribirlerini takviye ederler. Üstelik birşeyi aslı üzere bırakmak esâstır. Orucun bozulduğunu ifâde eden sarîh bir şey olmadığına göre, onun devamına hükmedilmesi daha isabetlidir. Sürme çekmenin orucu bozduğuna işaret eden hadîslerin ikisi de za­yıftır. Sahîh oldukları kabul edilirse; bu bâbdaki hadîsin mendupluğu gös­terdiğine hükmedilir. Yânî, "oruçlunun sürme çekmemesi mendûptur" de­nilir, îbn Abbas'dan rivayet edilen ve orucun vücûda giren şeylerle bozul­duğunu ifâde eden hadîsin de, "sürmenin dışında vücûda giren şeyler­le..." şeklinde kayıtlanması mümkündür. Çünkü bizâtihî Hz. Peygamber, oruçlu iken sürme çekmiştir.