NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا عَلِيُّ
بْنُ ثَابِتٍ
حَدَّثَنِي
عَبْدُ الرَّحْمَنِ
بْنُ
النُّعْمَانِ
بْنِ مَعْبَدِ
بْنِ
هَوْذَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
أَمَرَ
بِالْإِثْمِدِ
الْمُرَوَّحِ
عِنْدَ
النَّوْمِ
وَقَالَ
لِيَتَّقِهِ
الصَّائِمُ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
قَالَ لِي
يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ
هُوَ حَدِيثٌ
مُنْكَرٌ
يَعْنِي حَدِيثَ
الْكُحْلِ
Abdurrahman b. Nûman b.
Ma'bed b. Hevze'nin babası vasıtasıyla dedesi Ma'bed b. Hevze b. Kays b. Ubâde
el-Ensârî (r.a.)'den rivayet ettiğine göre,
Rasûlullah (s.a.v.);
uykudan önce misk karıştırılmış ismid ile sürme çekmeyi emretmiş ve;
"oruçlu ondan sakınsın" buyurmuştur.
Ahmet b. Hanbel, III,
476; Beyhâkî, es-Sünenü'l-kübrâ, IV, 262.
Ebû Dâvud dedi ki;
"Yahya b. Maîn bana, sürme hadîsini kastederek "o münkerdir"
dedi."
İzah:
İsmid, siyah renkte,
sürme için kullanılan bir taştır.Bu hadîsde, Hz. Peygamber'in sürmeyi teşvik
ettiği ancak oruçlunun sürme çekmesini nehyettiği görülmektedir.
Bu hadîs, bizzat
Musannifin da işaret ettiği gibi, münker’dir. Çünkü râvîlerden Abdurrahman ve
babası Nu'man zayıftırlar. Ancak sürme çekmeyi teşvik eden başka hadîsler
vardır. Misal olarak bir kaçının tercemesini nakledelim:
İbn Mâce'nin rivayetine
göre; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Siz ismidle sürme çekmeye
devam ediniz. Çünkü o gözü parlatır, saç bitirir."
Beyhâkî îbn Abbas'dan
şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (s.a.v.)'in sürmeliği vardı, her gece
üç kere bir gözüne üç kere de diğer gözüne sürme çekerdi."
Yine Beyhâkî'nin İbn
Abbas'dan rivayetine göre Rasûlullah (s.a.v.) "sürmelerinizin en iyisi
ismiddir. O gözü parlatır, saç bitirir," buyurmuştur.[Hadislerin metinleri
için bk. el-Menhel, X, 104.]
Şüphesiz Hz.
Peygamber'in, sürmeyi bu kadar tavsiye etmesi boşuna değildir. Onun birtakım
faydalan vardır. Şerhlerde belirtilen faydalan şöyle özetlemek mümkündür:
Sürme gözü kuvvetlendirir.
Misk ile karışık olanı, göz sinirlerini kuvvetlendirir. Gözü temizler, gözde
toplanan etleri giderir. Gözü parlatır. Balla karıştırılarak çekildiği takdirde
baş ağrısına şifâdır. Hasılı, sürme ister sâde olsun, ister misk veya süzme
balla karışık olarak kullanılsın, göz için son derece faydalıdır.
Yukarıda da işaret
edildiği gibi, bu hadîse göre Hz. Peygamber oruçlunun sürme çekmesini
nehyetmiştir. Bu, sürmenin orucu bozduğu sonucunu doğurur. İbn Ebî Leylâ,
Süleyman et-Teymî, Mansûr b. el-Mu'temir ve İbn Şübrûme bu görüşü
benimsemişlerdir. Bunlar bu hadîsin yanısıra, Buhârî'nin muallâk olarak,
Beyhâkî ve Dârekutnî'nin de mevsûl olarak İbn-i
Abbas'dan rivayet ettikleri "oruç (bedene) girenden,
abdest çıkandan bozulur," manâsına gelen hadîsi de görüşlerine delîl
alırlar. Ancak bu hadîste zayıftır. Çünkü senedinde, Fazl b. el-Muhtar ve İbn
Abbas'ın azatlısı Şû'be vardır. Bunların her ikisi de zayıftırlar.
Süfyân es-Sevrî ve
İshâk b. Rahûye'ye göre oruçlunun sürme çekmesi orucu bozmaz, fakat mekruhtur.
Malikîlere göre, sürme
boğaza ulaşırsa, kullanılması haramdır. Oruç bozulur ve kaza icâb eder. Boğaza
ulaşıp ulaşmadığında şüphe edilmesi halinde mekruh olur.
Hanefî ve Şafiî
mezheplerine göre,, oruçlunun sürme çekmesi caizdir. Sürmeyi çeken sürmenin
tadını boğazında hissetse bile orucu bozulmaz. Atâ b. Ebî Rebâh, Hasen
el-Basrî, Nehâî, Evzâî, Eb.û Sevr, Enes b. Mâlik, İbn Ömer ve İbn Ebî Evfâ da
bu görüştedirler.
Bu görüşte olanların
dayandıkları hadîsler de şunlardır:
İbn Mâce'nin Hz. Aişe'den
rivayetine göre; Rasûlullah (s.â.) ramazanda oruçlu iken sürme çekmiştir.
Tirmizî'nin Enes b.
Mâlik'ten yaptığı bir rivayet de şöyledir:
Bir adam Hz. Peygamber
(s.a.v.)'e gelip. "Gözüm rahatsızlaştı, ben oruçlu iken sürme çekeyim,
mi?" dedi. Rasûlullah (s.a.v.) "evet" buyurdu.
Beyhâkî'nin Ebû
Râfiî'den rivayetine göre, Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu ike ngözüne sürme
çekmiştir.[Hadislerin metinleri için bk. el-Menhel, X, 105.]
Şunu belirtmek gerekir
ki cumhurun delili olarak buraya aldığımız bütün hadîsler de zayıftırlar. Çünkü
İbn Mâce'nin Hz. Aişe'den rivayet ettiği hadîsin senedinde, Saîd b. Ebî Saîd
ez-Zebîdî vardır ve bu kişi meçhuldür. İmâm Nevevî, Mühezzeb Şerhinde;
"Bütün hadîs hafızları, (hadîsin râvîlerinden olan) Bakiyye'nin mechûl
kişilerden yaptığı rivayetlerin merdûd olduğunda hemfikirdirler" der.
Tirmizî'den nakledilen
ikinci hadîs için bizzat Tirmizî kendisi, "Enes hadîsinin isnadı kuvvetli
değildir. Bu konuda Hz. Peygamber'den nakledilen sahîh bir şey yoktur"
demektedir.
Beyhâkî'den alınan son
hadîs için de Ebû Hatîm; "Bu hadîs münkerdir" tâbirini kullanır.
Görüldüğü gibi bu
konudaki hadîslerin hepsi az veya çok tenkîde uğramaktadır. Fakat, oruçlu için
sürme çekmenin mahzuru olmadığına delâlet eden hadîsler çok olduğu için, biribirlerini
takviye ederler. Üstelik birşeyi aslı üzere bırakmak esâstır. Orucun
bozulduğunu ifâde eden sarîh bir şey olmadığına göre, onun devamına
hükmedilmesi daha isabetlidir. Sürme çekmenin orucu bozduğuna işaret eden
hadîslerin ikisi de zayıftır. Sahîh oldukları kabul edilirse; bu bâbdaki
hadîsin mendupluğu gösterdiğine hükmedilir. Yânî, "oruçlunun sürme
çekmemesi mendûptur" denilir, îbn Abbas'dan rivayet edilen ve orucun
vücûda giren şeylerle bozulduğunu ifâde eden hadîsin de, "sürmenin
dışında vücûda giren şeylerle..." şeklinde kayıtlanması mümkündür. Çünkü
bizâtihî Hz. Peygamber, oruçlu iken sürme çekmiştir.